26 Eki 2013

26/10/2013




Kilitli bir sandık var sanki içimde.Kalbimin tam üzerinde duran bir sandık.Bağıra bağıra içimdeki o sandığa atıyorum her şeyi. Özgürlüğüne kavuşmayı bekleyen hislerle dolu.Yoruldum.Ağırlık ediyor,yoruyor yüreğimi bu sandık.Biri gelsin ve kilidini açsın istiyorum. Ben bekliyorum da,o gelmiyor.
"ben hep içime atarım,içimden sev beni."

(Birumuttuyasamak)

19 Eki 2013

.


…Sen kadın; Bilirim ben seni, ağlamak için beklediğin geceleri. Hangi kirpiğine daha fazla yaş değdiğini. Bilirim, hangi gidişin kaçıncı durağı, hangi yalnızlığın çıkmaz sokağısın ve hangi acının bilinmez doruğu. 
 Yatağın üstünde güçlü bir kadınsın ama yorganın altında ağlak bir kız çocuğu. Sen kadın… Bilirim ben seni.
(Yağmur Adam)

15 Eki 2013


İşte buna bayıldım :)

(Alıntıdır: Yağmur Adam)

9 Eki 2013

Metroda gazete okuyan bu adam Keanu Reeves.
Problemli bir ailenin çocuğu. 12 yaşındayken babası uyuşturucu satıcılığından tutuklanmış. Annesi ise bir striptizci. Ailesi Kanada’ya taşındıktan sonra orada bir çok üvey babası olmuş.
Sevgilisinin ölümünü izlemiş. Evlenmek üzerelerken bir araba kazasında ölmüş. Kız bu olaydan önce de bebeğini kaybetmiş. Keanu bu olaydan beri ciddi bir ilişkiden ve çocuk sahibi olmaktan uzak duruyor.
O Hollywood yıldızları arasında köşk sahibi olmayanlardan.

“Bir apartman dairesinde yaşıyorum. Her zaman için ihtiyacım olan herşey var, neden boş bir evi seçeyim” diyen biri..
En iyi arkadaşlarından biri, River Phoenix aşırı dozdan öldü. Aynı yıl Keanu’nun babası tekrar tutuklandı.
Kız kardeşi lösemi oldu. Şu an tedavi oldu ve Keanu Matrix’ten kazandığı paranın %70ini lösemiye karşı mücadele eden hastanelere bağışladı.
Doğum günlerinden birinde bir şeker dükkanı aldı ve kek yapmaya başladı.
Koruması falan yok, süslü kıyafetler giymiyor.
Mutsuzluğu hakkında bir şey sorulduğunda şöyle cevap veriyor:

“Siz yaşamak için mutlu olmak zorundasınız ama ben değilim.”

(Alıntı)


23 Ağu 2013



Güvenmek isterdi birilerine. En ufak fırsatta kayadan fışkıran su misali saflığından kurban kınası düşerdi payına. Alışkanlık mıdır bilmem; gün aksatmazdı bu eylem hâli. İlk ve maalesef sonu olmayan bir deneyişle başlamıştı, sayısız ve faydası olmayan deneyimler yaşanmıştı. Yaşandı. Yaşanıyor. Ve her şey gibi bu huy da eskidi zamanın; saniyelerin yelkovanı, onun akrebi, onun da günleri ayları, hatta yılları beraberinde akıttığında. Ve... Acımız çok büyük... O eski; ruhu kırlarda, aklı gökyüzünün özgürlüğünde, kalbi pirket duvarların arasından patlayan hayat yeşili rengi çiçeğin yaşam sevincinde, teni yağmurda, burnu o yağmur damlalarından berduş olmuş toprak kokusunda, dili, içini dinleyebilecek "zannettiği" herkese dökebileceği cümlelerde, hatta bunları en zirvesinde yaşayan biri vardı. Böyle biri. Kaybettik. Başımız sağ olsun.

(Harflerin Etkisinde)

20 Ağu 2013



Artık küçük edebî cümlelere sığdırılabilecek bilmeceler yaratmaktan yorulur bir gün aklım. Uzandığında, - ya da herhangi bir vakitte- düşünmek istemez. Düşünmek... Ama sol kaburganın altında boğulmak üzere olan, sadece düşünmekle nefes alır. Evet. Aslında beynimizi düşünmeye sürgün eden kalptir. Tüm vücuda düşünmeyi pompalar. Fikri ne ise, kanda oksijenle dans ede ede yayılır. Dedim ya, bir gün, uzanacağım, düşünmekten yorulacağım diye. Beynime kan yollamaktan tükeneceğim ben. Dolayısıyla, yaşamaktan bitkin düşeceğim.

(Harflerin Etkisinde)





Yazdıkça yaz. Yazdıkça ve yazdıkça... Korkmadan. Utanmadan. Anlat, dök içini.Bu alemde tek dost yazmak inan bana. İnan.

Anlayamıyorum, neden bu kadar umursamazlar. Neden... Bu kadar... Vurdumduymaz... lar. Kalp ağrısı yaratmak çok mu zevkli? Birkaç damla gözyaşı, mutluluklarına cila mı oluyor? Ya da, şerefleri mi eski?..

Biz harf işçileri böyle her şeyi yazarız da; aslında temelin düzenin mantığın anlamayız. Büyük balık küçüğü yer, kurdu kuzuya emanet edemezsin, insan, ruhuna ufak bir tebessüm katabilmek için insanın tüm gamzelerini çalar. Sebep? Anlayamıyorum.

(Harflerin Etkisinde)





Tanımadığım birileri şu an benden içini dökmesini istememi bekliyor. -Yani en azından buna ihtiyacı olduğunu biliyorum.- Nedenleri sorgulamadan yanına oturup başlardım dinlemeye. "İnan kötü bir niyetim yok." diye ısrar ederdim soruma şaşırdığında. Ve bir anda başlar anlatmaya. Çünkü; dopdoludur. Ve hiçbir geçmişi olmayan birisine ruhunu kusmak, kalbi de korur, iyi gelir, bilirim. Gözlerine bakarım, ta derinine. Derindir zaten, ununda sönük ama bembeyaz bir ışık barındıran karanlık tünele benzer. Tek farkı, sondaki o aydınlığın meçhûllüğüdür. Nereden mi bilirim bütün bunları? Aynama baktığımda kendimi görürüm ben. Kendimden bilirim. Kendimden. Benden. İçimdeki benin gözlerimden fışkırmasından bilirim. Haklı bir ses duyuyorum bu harf dizimlerini okuyanın beyninin bir köşelerinden. "Madem böylesin, sen dinlemeye neden içindeki senden başlamıyorsun?"

(Harflerin Etkisinde)


9 Ağu 2013

Princess Chelsa / The Cigaratte Duet :)




Bazen ciğerlerinin kül olmasını bile "sadece" kelimesine sığdırarak son derece önemsiz  hale getirirsin. Her zaman hiçbir şeyi önemsemez "sadece".
(Harflerin Etkisinde)



Pink Freud / Sorun Bendeymiş