Kendimi kapalı bir kutunun içine
tıkıp o kutuyu yakmak istiyorum. Ama küllerimi nasıl yok edeceğimi bilemiyorum.
"Canım yanıyor" cümlesine gerçek anlam giydirmek istiyorum. Merhem
sürülse dahi fayda etmeyecek yaralardan bıktım. Yaraların bütün vücudumu ve
ruhumu sarıp artık acıtmayacak hale gelmesini istiyorum. Öldürmelerini
istiyorum. İçimi, dışımı, bedenimi, ruhumu. Ufak bir yaradan dolayı acıdan
gebermek yerine, büyükçe yaralar alıp gerçekten gebermek istiyorum.
Aslında benim, baba, istediğim
çok şey vardı. Ama hayat istediğim her şeyin olamayacağını gösterdi bana.
Yüzüme vura vura, ite kalka, acıta acıta öğretti ne numarası varsa. Anladıkça
daha da fazla anlatamaz oldum. Daha doğrusu anlattıkça anlaşılamamaktan
yorulduğum için, anlatmayı bıraktım. Sonra anlamaya devam ettim, bu yüzden
sigaraya başladım. Aşık olmaya devam ettim. Güzel adamlar sevdim, sevilmedikçe
sigarayı artırdım. Mutlaka bir şeylere bağımlı olmalıydım. Hayata asalak devam
eder oldum. O adam olmadı bu adama bağlandım, o da olmadı başka biri.
İnsanlardan ümidi kestikçe sigaraya kelepçelendim. O beni hiç bırakmamıştı. Hiç
yalnız bırakmamıştı ruhumu. Sonra onun da, cebimde param oldukça yanımda
olduğunu anladım.
"Her tuttuğum dal benim
elimde mi kalacak lan bu hayatta?" der oldum, her nefesten sonra.
Düşündüm anladıklarımı.
Ağlamadım. Bağırmadım. Anlatmadım.
Sustum. Hep sustum ve düşündüm.
Düşündükçe aklımı yitirdiğimi farkettim. Uzun bir süre bunu düşündüm. -Hala
düşünüyor olduğumu farkettim şimdi.-
Delirmeye başlıyorum baba.
Yaralarımı anladıkça onları düşünüyorum. Düşündükçe deliriyorum.
Çek kopar kafamdan beynimi baba.
Düşünmek istemiyorum.
Ben gebermek istiyorum.
Öldür beni, baba!
(HarfEtkisi)